Sunday 16 October 2011

Tudor House & Winchester


Gerek, buraya gelmeden önce aldığım 640 sayfalık İngiltere rehber kitabında Southampton'la ilgili hepi topu 2 paragraf tanıtım olmasından; gerekse de geride kalan 3 haftalık izlenimlerimden şu sonuca rahtaça vardım ki, Southampton kesinlikle turistik bir şehir değil. Zaten öyle bir iddiası da yok, kendi halinde ufak şirin bir öğrenci kenti burası. Ama yine de bu kadar yol gelmişken şehirdeki belli başlı görülecek yerleri görmesem ayıp olur diyerekten ve haftasonunu fırsat bilerekten attım kendimi Tudor House'a...

Bu mekan, tarihi 1300'lü yıllara kadar uzanan, dönemin kalantorlarının kaldığı, şu anda son derece güzel bir şekilde restore edilerek müze haline çevrilmiş büyük geniş bir ev. Evin mimarisi ve bugüne nasıl geldiği ile ilgili hoş bir tanıtım izledikten sonra odaları tek tek gezdim. Değişik ve görülmesi gereken bu yerde çektiğim fotolardan bir kuple için buyrun.

Sonrasında Maritime Museum'a gitmek istedim ama taşınma sebebiyle tadilatta olduğundan gidemedim. Burada da Titanic başta olmak üzere gemiler ve denizcilik üzerine pek çok tarihi eser sergileniyormuş ama dediğim gibi kısmet olmadı, artık açılınca...

Ertesi gün Southampton'ın yakın civarındaki görülmesi gereken yerleri keşfe çıktım ki ilk durağım Winchester oldu. Şehir değil de kasaba boyutunda olan bu şirin yer hayvani katedrali sayesinde epey turist çekiyor, sokaklarda bir turistik kasaba havası var, hemen seziliyor. Ben rotam gereği ilk önce Winchester Kalesi'ni daha doğrusu kaleden geriye kalanları gezdim. Bu kalenin içinde meşhur yuvarlak masa şövalyelerinin yuvarlak masası var. Ama masa nedense ayakları çıkarılıp duvara monte edilmiş.

Sonrasında Winchester Katedrali'ne ulaşınca gözlerime inanamadım. Bu kadar minik bir şehirde böyle hayvani boyutlarda katedralin işi ne diye düşündüm ama sonradan öğrendim ki meğersem Winchester, 7. yüzyılda Sakson İngiltere Krallığı'nın başkentiymiş, o zaman dikmişler böyle şaşaalı katedrali şehre. Katedralin iç işlemeleri ve cam işçiliği muazzam güzellikte. Hemen her yerde katedralin tarihçesiyle ilgili bir bilgi, bir yazı var. Bunları ilk başta tek tek okumaya çalıştım ama sonra baktım ki hepsini okuyup anlamaya çalışırsam 3 haftada anca gezebilicem burayı. O yüzden bi yerden sonra sadece fotoğraf çekerek devam ettim.


No comments:

Post a Comment